Tarihi insanlık tarihi kadar eski olan takının serüvenini izlemek, toplumsal tarihi, dolayısıyla toplumun değişimini ve eğilimlerini de izlemek anlamına gelir. Mücevher, her şeyden önce onu taşıyanın toplumsal durumunu sergilemenin bir aracıdır; ancak aynı zamanda aşkı ve bağlılığı da simgeler. Sanat tarihçileri için önemli bir diğer özelliği, mücevherlerin, ait oldukları dönemin sanatsal üslubunu en sofistike biçimde yansıtmasıdır.
Otuz bin yıl önce ölümün sessizliğinde doğdu takılar. İnsanoğlu, yanı başında susan nefesin geri dönmeyeceğini anladığında, belki son bir kez daha onu kutsamak, gittiği yerde huzur duymasını sağlamak, karanlığın kötülüklerinden korumak için mezarına taşlardan, boynuz ve kemiklerden, deniz kabuklarından yapılma boncuk dizileri, bilezikler ve yüzükler koydu.
Sonra başa çıkamadığı kötülüklerden, tehlikelerden kendisini de korumak için boynunu, kollarını, ellerini, başını, ayaklarını takılarla donattı; onları tanrılarına sundu. Bir de baktı volkanik camlara yansıyan görüntüsü, takılarla daha farklı, daha güzel... İşte dinin ötesine geçtiği o andan sonra taktıklarını bir daha hiç çıkarmadı; takıların güzelliğinde kendi güzelliğini buldu. 6000 yıl önce bu topraklarda, Anadolu'da madenlerin en büyüleyicisini, altını işleyebileceğini keşfetti ve altın, diğer tüm değerli madenler ve taşların da önüne geçti; takıların vazgeçilmezi oldu. Altın takılar, insanoğluna her şeyin, tüm dinsel amaçlarının, güzel görünme çabalarının ötesinde, yaşadığı toplum içinde soyut konumunun somut işaretini sundu.
Anadolu'da yaşamış olan tüm uygarlıklar dini ve estetik amaçlı olmak üzere pek çok takı yaratmıştır. Anadolu'da hüküm sürmüş olan Hititler, Urartular, Frigyalılar, İyonyalılar, Lidyalılar, Romalılar, Bizanslılar, Selçuklular ve Osmanlılar, hepsi kendi takı stillerini geliştirmiştir.
Pek çok değişik mücevherat tarzı arasında, en önemli mücevherat stilini Anadolu'ya getirenler Selçuklular olmuştur. Türk mücevherat tekniği üzerindeki etkileri, Orta Asya çıkışlı olan Türkmen mücevheratı ile kendini göstermektedir. Bu mücevherat halen Türkmen göçebe kabileleri tarafından üretilmekte ve kullanılmaktadır. Bu takılar, geleneksel aletlerle üretilmesine karşın, mükemmel işçilikleri açısından modern teknoloji ile boy ölçüşebilecek niteliktedir. Gümüş ve altının yanında, renkli taşlar ve sembolik anlamları olan cam objelerin de kullanıldığı bu mücevherat hala Türkiye'de üretilmekte ve kullanılmaktadır. Geçmişte kullanılan üretim teknolojisi, hammadde ve formlar günümüzde de geçerliliğini korumaktadır. Bu mücevheratın taşıdığı sosyal, ekonomik ve antropolojik mesajlar bugün için de geçerlidir.
Osmanlı İmparatorluğu'nun büyümesi ve refaha ulaşması ile birlikte takı sanatı İstanbul'da önem kazanmıştır. Muhteşem Süleyman'ın saltanatı sırasında İstanbul dünyanın en önemli mücevherat merkezleri arasına girmiştir. Bu dönemde İstanbul'da mücevherat fuarlarının düzenlendiği tarihi kaynaklarda belirtilmektedir.
Bugün Türk mücevherat sanayi modern tasarım ve teknolojilerle birleşmiş, zengin kültürel bir mirası yansıtmaktadır.