27 Haziran 2014 Cuma

 Sonsuzluk İşaretli Takılar
Evvel Zaman İçinde bir başka dünyanın Bir başka yerinde bir genç yaşarmış. Zamanın efendisinin yanında hizmetkarmış, Hizmet etttiği yıllarda bir çok olaya şahit olmuş ve baskıcı yönetimden kaçmak istiyormuş. Fakat gideceği veya göreceği bir yer de yokmuş. Yol bilmez iz bilmez, At süremez, yaya dayanamaz. Ne yoldaşı var ne yareni. Derken bir gün zamanın efendisi diyarın kralının oğluna, hocası eğitici akik efendi bir hikaye okumaktaymış. 

   Diyarlardan bir diyar yerdenden bir yer, bir büyülü yüzük var imiş ve adı sonsuzluk yüzüğü imiş. Yüzük bir melekten bir insana geçmiş. İnsan melek yüzlü genç bir kızmış. Fakat ömrü sona ermiş. O kızın filanca dağın falanca mevkiinde yaşadığı biinirmiş... 

  Derken bizim genç çocuk yola koyulmuş. Falanca dağın filanca mevkiinde bir kayanın başına çıkmış ve yaşkı akik in deiklerini aklından geçirmiş. Derken karşısında görünen ışığı takip ederken sonsuzluk yüzüğüne ulaşacağı umuduyla yürümeye başlamış... 

Devamı sonra....

24 Haziran 2014 Salı

Yüzüğün Tarihi


Evlilik yüzüğü tarihte ilk olarak Romalılar tarafından kullanıldı. Evli çiftleri bekarlardan ayıra bilmek amaçlı. Yüzük demirden yapılırdı ve içine sözler yazılarak kullanılırdı. Bu yazılar bir çeşit kendini ifade kimi zaman da büyü gibi görülürdü. Yazılar “seni seviyorum”, “sen benim içinsin”, “şansın olacağım”, “itaat et ve sev” gibi olurdu. Günümüzde de evlilik yüzüklerinin içine yazılar yazılmaktadır. Bu tarihten gelen gelenek hala sürdürülmektedir.
İlk çağlarda yüzük, erkeğin evleneceği kişiyi satın aldığı anlamını taşıyordu. Yüzüğün kırılması veya kaybolması evliliğe zarar geleceğini simgelerdi. Bu batıl inanca zamanızda da inanılmaktadır. Başka bir batıl inançsa, gelin damada yüzüğü takarken yüzük parmakta takılırsa, evde gelinin sözü geçeceğini, damat yüzüğü gelinin parmağına takarken takılmazsa eğer, evin reisinin damat olacağına işaret olarak görülürdü. 9. yy.’da Papa nişanlıların yüzük takmasını şart koşmuştur. Yüzüğün sembolik anlam taşıması o zamanlardan bu günlere kadar gelmiştir. Eskilerde yüzük seçimi sadece erkeğe aitken, bugün çiftler yüzüklerini beraber seçiyorlar.
Eski çağlarda evlenmeye karar veren çiftler için aralarında bir altın levhayı bölüştürme geleneği mevcuttur. Evliliğin bir belgesi olan bu altın levha ikiye bölünür, kadın ve erkek arasında bölüştürülürdü. Arkeolojik bulgular doğrultusunda, yüzük veya nikah halkası takma geleneğinin ilk defa Eski Mısır'da görülmektedir. Eski Mısır hiyerogliflerinde yüzüğün ebediyet yani sonsuzluk anlamına geldiği okunmaktadır. Eski Mısır'da yüzüğün sol ele takılması teslimiyeti ifade ettiğine göre "sonsuza dek teslimiyet" anlamını taşıyan bir geleneğin evlilik ritüelinin bir parçasını oluşturması son derece doğal gözükmektedir. Ayrıca bir başka görüşe göre sol ele takılmasının bir diğer sebebi ise sol elin yüzük parmağından doğrudan kalbe ulaşan bir hayat damarı olduğu inancından kaynaklanmasıdır. İsrailoğullarında da yüzük takma geleneğinin görüldüğü bilinmekle birlikte hangi yüzyıla denk geldiği henüz netlik kazanmamıştır. Bu konuda bilinen tek argüman oldukça ağır olan nikah yüzüğünü çiftlerin takmadığı sadece evliliğin bir sembolü olduğudur. Roma İmparatorluğu zamanında evlilik yüzüklerinin demirden yapıldığı bilinmektedir. Demirin kullanılmasının sebebi ise bu maddenin çok dayanıklı olmasından kaynaklanmaktadır. Bu bağlamda Romalı gençler evlendiğinde demir yüzükleri takarak, evliliklerinin demir gibi sağlam temele oturduğunu ima ederlerdi.

 OTANTİK BEYAZ YEŞİL ZİRKON TAŞLI BAYAN YÜZÜK 925 AYAR GÜMÜŞ KDV Dahil: 79TL
Avrupa'da ise nikah yüzüğü takma geleneğinin çıkış tarihi tam olarak bilinmemekle birlikte ilk örnek olarak İrlanda'da evlenmek isteyen gençlerin, beğendiği bir genç kıza insan saçlarından sıkıca örülmüş bir bilezik hediye etme geleneği olduğu gösterilmektedir. Bunun haricinde ilk örnek 860 yıllarında karşımıza çıkıyor. 9. yüzyılda yüzüklerin altın maddesinden kullanılmaya başladığı görülmektedir. Zedelenemeyen ve kolay zarar görmeyen bir madde olduğu için altının hem sembolik hem de ekonomik bir değer olarak evlilik yüzüklerinde kullanıldığı anlaşılmaktadır. 17. yüzyılda ise nikah yüzüklerinin başparmağa takıldığı görülmektedir. Zaman için nikah halkalarına tek taşlar, aşk sembolü olduğu öne sürülen elmaslar takıldığı görülmekle birlikte ciddi bir sektöre dönüştüğü gerçeği karşımıza çıkmaktadır.

Günümüzde yavaş yavaş yok olan meslekler arasında yer alan sadekarlığın son temsilcilerinden Öcal (38), 26 yıl önce bu mücevher sanatıyla tanıştı. Döneminin önemli ve önde gelen ustalarının yanında çıraklık yaparak sadekarlığı öğrenen Öcal, sırasıyla Varujan ustadan tombak tekniğinin devamı olan yaldızcılığı öğrendi.


Kültür ve Turizm Bakanlığı sanatçısı olan mücevher ustası Viktor Öcal, geliştirdiği ''negatif heykel tekniği'' ile yüzük olarak kullanılacak değerli taşların içine Atatürk'ten Mevlana'ya, tarihi yapılardan fantastik figürlere kadar her türlü formu işliyor.


Papken ustadan Fransız stilinde, Onno ustadan anturaj, Civan ustadan ardeco, Osgiyan ustadan alaturka, Herman ustadan modern stilde mücevher yapımı üzerine eğitim alan Öcal, yetiştiği dönemde emekli olan Edmon ustanın desteğiyle platin üzerine çalışmalar yaptı. Öcal, Kadim Biros ustanın desteğiyle kendini geliştirdi.


 Uygun Fiyatlı Yüzükler

''Negatif heykel tekniği'' ile ilgili bilgi veren Öcal, bu tekniğin 2 boyutlusunun günümüzden 300 yıl önce dönemin mücevher ustaları tarafından uygulandığını, bu tasarımlarda yalnızca işlenen formların yükseklik ve genişliklerinin yer aldığını anlattı. Bu 2 boyutlu tasarımları geliştirerek, değerli taşların içine 3 boyutlu figürler işlediğini, ''pozitif heykel tekniği''nin tam tersi bir uygulama olması nedeniyle de bu tekniğe ''negatif heykel tekniği'' adını verdiğini belirten Öcal, şunları söyledi: ''Negatif heykel tekniğini uygulamaya 7 yıl önce başladım. İnsanlara hasar görmeden uzun yıllar saklayabilecekleri bir şey vermek istedim. İlk olarak bir taşın içine camiyi işledim. Bu tekniği, şeffaf ve 8 sertliğe kadar olabilen değerli taşların üzerine uygulayabiliyorum. Tasarımlarımı yaparken, yaşam içindeki her şeyden etkilenebiliyorum. Bu tekniğin yanı sıra değerli taşlar üzerine rölyef tarzında da çalışmalar yapıyorum.'' Taşın, içinde oyulmuş olan objeyi koruyan bir kılıf olduğunu ifade eden Öcal, taş kırılmadığı sürece yaptığı formların ölümsüzleştiğini belirtti. ''Negatif heykel tekniği''ni tamamen elde gerçekleştirdiği için ikinci kez birebir aynısını yapmasının mümkün olmadığını dile getiren Öcal, ''Sahip olunan özgün sanat eserinin, yalnızca bir kişide olması bile bir mutluluk kaynağı'' dedi.


 OTANTİK LİLA BEYAZ ZİRKON TAŞLI BAYAN YÜZÜK 925 AYAR GÜMÜŞ KDV Dahil: 54TL


Sanayileşmeye başlayan firmalara prototip (kalıp) çalışmaları yapan Öcal, ilerleyen dönemlerde yaylı mekanizmalarla işleyen kilit sistemleri üzerine çalışmalarda bulundu. Gelişmekte olan 30'a yakın firmaya araştırma ve geliştirme alanında destek veren Öcal, ayrıca dönemsel olarak plastik rekonstruktif ve estetik cerrahi alanında cerrahların ihtiyacı olan alet, araç ve aksamları, altın, platin ve çeliği işleyerek üretti.


Öcal, Mevlana figürlü yüzükten 4 adet çalışacağını ve bu koleksiyona dünyada yalnızca 4 kişinin sahip olacağını söyledi.Yaptığı tasarımlar için gerekli olan taşları işlemenin aslında çok zor olduğunu, ancak yılların birikimi ve tecrübesi sayesinde artık daha hızlı çalışabildiğini, buna rağmen hiç ara vermeden çalıştığında bile her birini en az bir günde tamamladığını belirten Öcal, ''Ama bu yoğun tempo beni hırpalıyor. Taşı kırmamak için maksimum direnç gösteriyorum'' dedi. Kendisini bir çeşit 3 boyutlu tasarım yapan heykeltıraş olarak tanımlayan Öcal, tasarımlarındaki farkın, malzeme olarak değerli taş ve metal kullanarak heykeli taşın kütlesinin içine doğru oluşturması olduğunu ancak taşların facetlerinin (kesitlerin) çalışmayı zorlaştırdığını belirtti. Öcal, tasarımlarının fiyatının bin ile 5 bin dolar arasında değiştiğini, bu fiyatın yurt içindeki ve dışındaki mağazalarda 4-5 katına çıktığını ifade etti.


''Sevgiliye'', ''Savaş koleksiyonu'', ''Selçuklular'', ''Mevleviler'', ''Bizans'', ''Tapınak şövalyeleri'', ''Yunan mitolojisi'', ''Hristiyan mitolojisi''nden esinlendiği çalışmalar yaptığını anlatan Öcal, Atatürk'ü, Mevlana'yı, tarihi yapıları, camileri, kiliseleri, fantastik figürleri, peri kızlarını değerli ve yarı değerli taşların içine işlediğini ifade etti.


Türkiye'de 15 mücevher mağazasında satışa sunulan ürünlerinin yalnızca 8 mağazada kendi ismiyle satıldığını belirten Öcal, bundan sonra yalnızca kendi ismini ve patentini kullanacağını, özgün tasarımlarının da Kültür ve Turizm Bakanlığınca arşivlendiğini söyledi. Kültür ve Turizm Bakanlığına kendi alanında geleneksel metal işlemeciliği ve süs taşları işlemeciliği kategorisinde başvurduğunu kaydeden Öcal, bu başvurudan 1,5 yıl sonra Kültür ve Turizm Bakanlığı sanatçısı olduğunu belirtti. Öcal'ın tasarımları, aralarında Paris Hilton ve Bülent Ersoy'un da bulunduğu birçok ünlü kişinin parmağını süslüyor. Öcal, değerli taşlar ve pırlantalarla işlenmiş 2 güvercini, kanatlarını açmış bir şekilde su içerken tasvir ettiği bir yüzüğü de Hrant Dink'in anısına eşi Rakel Dink'e hediye etmişti.


 OTANTİK ÇİÇEK TEMALI YEŞİL BEYAZ ZİRKON TAŞLI BAYAN YÜZÜK 925 AYAR GÜMÜŞ KDV Dahil: 84TL


Öcal, sanatını ve bilgisini yeni yetişen nesillere aktarabilmek adına önce Takı Tasarım Stüdyosu, ardından Kadıköy Anadolu Meslek Lisesinde gönüllü olarak bir yıl süreli dersler verdiğini anlattı. Pera Güzel Sanatlar Akademisinde ve dönemsel olarak farklı okullarda metal sanatları, mücevher tasarımı, tas işleme, negatif heykel tekniği ve mum modelaj alanlarında eğitimler verdiğini belirten Öcal, firmalara yaptığı çalışmaların yurt içinde ve dışında dereceler aldığını ifade etti. Sektörde, yaklaşık 60'a yakın öğrencisinin çalıştığını kaydeden Öcal, 1,5 yıldır da 26 seneden bu yana emek verdiği sanatının tüm detaylarıyla ilgili bir kitap hazırlığı içinde olduğunu sözlerine ekledi.


 KIRMIZI BEYAZ ZİRKON TAŞLI VAV MOTİFLİ YÜZÜK 925 AYAR GÜMÜŞ KDV Dahil: 49TL
İnsanlar tarih öncesi dönemlerden bu yana birlikteliklerini bir şekilde dışa yansıtmışlardır. Bu konudaki bazı teorilere göre ilk sembol, kadınların kaçmasını önleyecek keten ya da sazdan örülmüş bir ip ya da bir deri imiş. Erkek bu ipi ilk olarak kadının ayaklarına ve ellerine bağlayıp kaçmasını engellermiş, kaçmayacağını düşünmeye başladığı zaman ayaklarındaki bağı çözermiş. Kaçmayacağına emin olunca da ellerini çözüp sadece parmağına bağlarmış bunu.

Bir başka teoriye göre ise yüzük yaklaşık 4.800 yıllık, Eski Mısır’a dayanan bir tarihe sahip. Yüzüğün atası olarak Eski Mısır’da uygulanan kenevir gibi bitkilere yüzük şeklinin verilmesi görülmektedir. Yüzüğün sonu olmayan-çember şekli, doğaüstü güçlere ve ölümsüz aşka bağlanıyordu. Bu, aynı zamanda eski toplumlarda büyük önemi olan güneşin ve ayın şekli idi ve bir olmanın sembolüydü.

Romalılar yüzük malzemesi olarak bikti yerine güç ve kalıcılığın sembolü olan demiri kullanmaya başladılar. Bu aşamada evlilik sembolü yüzük, sadece kadınlar tarafından takılan, bir anlamda kocalarının mülkiyetinin göstergesi olma amacı taşıyan birer nişane idi. Hem Romalılar hem de Mısırlılar yüzüğü sol ellerinin dördüncü parmağına takıyorlardı. Daha önceki yazıda da belirtildiği gibi bu parmaktan geçen bir damarın direk kalbe gittiği düşünülüyor ve kalıcı aşkın sembolü olduğu vurgulanıyordu. Ayrıca bu parmakta yumuşak metal fazla aşınmıyor ve parmağa da fazla zarar vermiyordu.

Bir sonraki aşamada ise labirent tarzında bükülmeleri olan bilmece yüzükler gündeme geldi. Bu yüzükler ilk olarak yaklaşık 2.000 sene önce Asya’da ortaya çıkıp, ilk ticaret yolları ile daha çok evlilik amaçlı kullanıldıkları Orta Asya’ya geldi. Özellikle sultanlar ve şeyhler tarafından, bütün eşlerinin sadakatlerinin güvencesi olarak takılması zorunlu kılınırdı.

Daha sonraları yüzükler altından yapılmaya ve üzerlerine aşk düğümü, tutuşan iki el gibi işlemeler eklenmeye başlandı.

860 yılında Papa Nicolas evliliğin ve nişanin belirtisi olarak altın yüzük kullanılması gerektiğini belirtti (damadın yaptığı finansal bir anlaşma olarak da yorumlanıyor). Ayrıca bu olay ile birlikte ilk olarak nişan yüzüğü ile düğün yüzüğü bir birinden ayrılmış oluyordu. Ancak kesin ayırım 12. yy’da Papa III. Innocent’ın evliliklere yüzüğün eklenmesi ve törenin kilisede yapılması şartını getirdiğinde gerçekleşti.

1477 yılında Avusturya Arşidük’ü Maximillian Burgundy’li Mary’ye verdiği elmas nişan yüzüğü ile elmas da yüzüğün bir parçası haline geldi (Asya ülkelerinde zaten değerli taşlar uzun zamandır yüzüğün birer parçası idi ancak yüzük bu toplumlarda evlilik sembolü özelliği taşımıyordu). Bu dönemde ve ortaçağ boyunca sertliği ile elmas kalıcı aşkın en büyük göstergesi olması nedeniyle nişan yüzüklerinde kullanıldı. Aynı zamanda nadir sadece çok zenginlerin karşılayabileceği kadar pahalıydı.

Rönesans ile gümüş yüzük büyük bir önem kazandı ve 17. asır boyunca düğün yüzüğü olma özelliğini korudu.

Aynı dönemde, Amerika’daki muhafazakarlar evlilik yüzüğünü tamamıyle reddettiler. Onlara göre mücevher ahlak dışı ve kişiyi basitleştiren bir unsurdu. Bunun sonucu olarak evlilik nişanesi olarak yüzük yerine işe yarayacak olan yüksük (dikiş dikerken, iğnenin batmasını önlemek için parmak ucuna takılan kesik koni biçiminde koruncak) kullanıyorlardı. Evlilik sonrası, kadınlar genellikle uç kısmı keserek kendilerine yüzüğü oluşturuyorlardı yine de. Victoria Döneminde (1837-1901) yüzükler ikiz kalplere, çiçeklere boğulurken, Edward Döneminde (1901-1910) yaprak girintileri, gümüş işlemeleri ile şekillenmişti. Onun ardından başlayan Art Deco Hareketi yüzük daha basit, modern bir görüntü aldı. II. Dünya Savaşı sırasında askere giden erkeklerin, geride bıraktıkları eşlerini hatırlamak amacıyla takmalarıyla birlikte, ilk olarak erkekler tarafından da kullanılmaya başlandı. Erkek Yüzükler ilginç görünümleriyle ve şahaşalı halleriyle ilgi çekiyordu.

Değişik kültürlerde değişik anlamı olan yüzüğün her toplumda böyle bir önem taşımaz. Hindistan, Bangladeş gibi ülkelerde evlilik nişanesi olarak yüzüğün kullanılması diğer pek çok özellik gibi batı kültürünün etkisi ile son yıllarda yaygınlaşmaya başlamıştır. Örneğin Hindistanlı bayanlar evli olduklarını saçlarının ön orta kısmını kırmızıya boyayıp, alınlarının ortasına evlilik nişani koyarak belirtirler.

Son yıllarda en çok tercih edilen malzemeler ise evlilik için altın ya da platin, nişan için elmastır ve çoğunlukla ülkelere göre çiftlerin tercihi çeşitlilik gösterir. Hatta bazı çiftler biraz daha kişiselleştirme amacıyla evlilik nişanlarini parmaklarına dövme ile yazdırmaya başlamışlar. Ancak uzmanlar parmağın iyileşme kapasitesi nedeniyle sonucun belirsiz olduğunu, net olmayan ya da dağılmış bir görüntü oluşabileceğini belirtiyorlar. Ayrıca çiftlerin ayrılması durumunda diğer yüzükler kadar da kolay parmaktan çıkartılamayacağı bir gerçek. Her ne kadar Pamela Anderson’un parmağındaki eski eşinin adı Tommy’yi“Mommy-Anne”ye değiştirmesi gibi bir çözüm bulunabilse bile altın bir yüzüğü çıkarmak daha kolay olsa gerek.


 MAVİ BEYAZ ZİRKON TAŞLI YUSUFCUK FİGÜRLÜ YÜZÜK 925 AYAR GÜMÜŞ KDV Dahil: 49TL
İlişkiler Kategorisinde ve Evlilik ve Aile Forumunda Bulunan evlenince yüzük takma geleneği nerden geliyor Konusunu Görüntülemektesiniz, Konu içerigi Kısaca ->> . İnsanların evlenince yüzük takmaları eski Mısırlıların inançlarına dayanıyor. Milattan 2800 yıl önce Mısır'da yaşayanlar dairenin veya halka şeklindeki cisimlerin,

 İnsanların evlenince yüzük takmaları eski Mısırlıların inançlarına dayanıyor. Milattan 2800 yıl önce Mısır'da yaşayanlar dairenin veya halka şeklindeki cisimlerin, başlangıç ve bitiş noktalarının olmaması nedeni ile sonsuzluğu temsil ettiklerine inanıyorlardı. Yüzük evliliğin sonsuza dek süreceğini simgeliyordu. Sonra bu inanç ve adet Romalılar vasıtası ile iyice yaygınlaştı. Kazılarda o devirlere ait çok ilginç evlilik yüzüklerine rastlanılmıştır.


Evlilik yüzüğünün sol ele ve sondan bir önceki parmağa takılmasının sebebi ise modern tıbbın gelişmesinden önceki devirlere ait yanlış bir insan anatomisi bilgisidir. O zamanlarda dolaşım sistemimizdeki ana damarın sol elimizde bu parmaktan başlayıp kalbimize gittiği sanılıyordu. Böylece buraya takılan yüzükler evli çiftin kalben bağlılığını simgeliyordu. Gerçi şimdi damarların nereden gelip nereye gittiği biliniyor ama bu da bir adet olarak kaldı.
ORTAÇAĞ SILVER DÜĞMELERİ. Başyapıtları

Yaklaşık 17-18 yy. İki Ortaçağ içi boş gümüş düğmelerinin Lot. Ustaca ajur telkari yaptı. Bozulmamış. Matserpieces. Yükseklik süspansiyon döngüler dahil: 23mm ve 21mm. Çap: 25mm ve 26mm. Ağırlık: 5,3 gr.
 Uygun Fiyatlı Yüzükler




Oyma ELK İLE ROMAN BRONZ taşlı yüzük

ROMA. Yaklaşık 1-3 yy. oval bezel bir elk bilgilerini kazınmış ile Parmak taşlı yüzük. çapı Inside: 18 mm. Kusursuz kalite, parlak koyu yeşil patina. Giyilebilir. Keçelerin çok eski zamanlarda önemliydi. Bunun gibi Seal yüzük, mektup ve paketler üzerine balmumu damga mühür kullanılmıştır. 


BİZANS BRONZ kutsal emanetlerin saklandığı sandık CROSS

Yaklaşık 9-12. yy. Antik Bizans bronz kutsal emanetlerin saklandığı sandık çapraz. ters bir Orans tasvir ederken yüz yarısında, İsa ve monogram yukarıdaki çarmıhtan gösteriyor. Kutsal emanetlerin saklandığı sandık Crosses bir Saint ya da diğer kutsal nesnenin değerli emanetler tutmak amacıyla edildi. Nice Christian kalıntı. Boyunca süspansiyon döngü: ile 67 mm. Genişlik: 32 mm. Ağırlık: 24 gr.

A kutsal emanetlerin saklandığı sandık (Aynı zamanda bir olarak anılacaktır türbe, yanlamasına dans etmek veya monstrance) Kalıntıları bir taşıyıcısıdır. Bu fiziksel olabilir aziz, giyim kemik parçaları, ya da gibi kalır bazı aziz veya diğer dini figürleri ile ilişkili nesne. reliquaries kullanımı Hıristiyan ritüel önemli bir kısmını 4 yüzyıl hakkında gelen oldu. Reliquaries korunması ve çok sayıda Hristiyan Tanrı tarafından mucizevi güçler sahip olduğunuza inanıyorsanız emanetler, sergileme anlamına gelir sağlamıştır.

Orans uzun kollar ya da dua bedensel tutum, genellikle ayakta olan bir kadın figürü, dirsek yakın vücut kenarlarına ve ellerini yana doğru uzanmış olan ile, avuç içi kadar. 


 Uygun Fiyatlı Yüzükler


BRONZ SEAL HALKA w / MARS

Circa 1 - 3 yy. Antik Roma bronz mühür yüzük Mars tasvir dayatmak, savaş tanrısı. Tanrı kask takıyor ve kılıç tutuyor. 19 mm. geniş. ABD boyutu: 5 ½. çap içinde: 16,5 mm. Keçelerin çok eski zamanlarda önemliydi. Bunun gibi Seal halkaları, eski mektup ve paket mum damga mühür kullanılmıştır.
Yüzük tarihimizde erkeklerin ve kadınların ortak kullandıkları bir takı.

 ELİF , LALE MOTİFLİ VAV , EBCED HESABI DESENLİ YÜZÜK 925 AYAR GÜMÜŞ
Yüzüğün kullanılması m.ö. kadar gidiyor ve her kültürde yeri var.
Mısırlılar, Romalılar, Bizanslılarda değişik figürlerde kendi kültürlerini yansıtan çeşitli motifli ve figürlü yüzükler yapmış.
Romalılar döneminde yılan figürlü yüzükler modaymış ve ilk demirden yapılmış evlilik yüzüğü alyansı da Romalılar kullanmış.
Alyans dilimize İngilizceden geçmiş,"Alliance: anlamı ittifak yapma, birbirinin müttefiki olma"
9.Yüzyılda Papa'nın emri ile söz yüzüğü takılmaya başlanmış.
Parmaklarımızdan birisine ismini veren yüzük, alyans olarak 2.Ramses'in karısı Nefertari tarafından yüzük parmağımıza takılmış,sadece o parmağımızdan kalbimize giden bir aşk damarının olduğunu (Vena-Amoris) o tarihlerde öyle biliniyormuş ama bugünkü tıp o bilgiyi çürütmüştür.
Helenistik dönemde yüzüklerin üzerine değerli taşlar konmaya başlanmış ve
ayak parmağına yüzük takılması Hindistan'dan öbür ülkelere yayılmış.
Bazı krallar da yüzüklerini mühür olarak kullanmışlar ve yüzük statüyü temsil etmiş.
Bizim tarihimizde Yıldırım Beyazıt Ankara savaşında Timur'a esir düşünce yüzüğünün içinde ki zehiri içerek hayatına son verdiği rivayet olunur.
Hz.Ali ve Muaviye arasında geçen hakem olayında yine yüzük sembolik olarak başroldedir ve yüzük Halifeyi tayin etmiş.
Bundan 20,25 yıl önceleri kredi kartları olmadığı için bazı erkekler altından yapılmış büyük ve abartılı yüzükler takardı ve bu yüzükler parasız kaldıkları zamanlarda kredi kartı görevi yapıyordu.
Günümüzde bitirdiği okulu veya mensup olduğu kurumu simgeleyen yüzükler takan kişiler oldukça fazladır.
Parmakta ki güzel bir yüzük hemen dikkat çeker ve ellerin güzelliğini ön plana çıkarır.
Hepimizin yüzük takmak için kendimize göre şöyle veya böyle bir nedenimiz vardır.
Bazı kişiler yüzüğünün üzerinde ki taşın kendisini nazardan koruduğunu, kimileri yine yüzüğünün kendisine şans getirdiğini veya stresini aldığını vs, vs.
Yüzük tabi ki zenginliğin sembolü olarakta takılmakta, tek taş dediğimiz paha biçilmez taşlardan elmas, yakut gibi.
Bilim kurgu filmlerinde sıkça gördüğümüz lazer ışınları çıkaran yüzükler iler ki yıllarda
Parmaklarımız da yerini alacak gibi görünüyorlar.
 TEK TAŞ YÜZÜK KENARI SÜSLÜ ALYANS 925 AYAR GÜMÜŞ
Neden evlilik yüzüğü takıyoruz hiç düşündünüz mü? İlişkiler ciddiye bindiği zaman neden kuyumcu dükkânı kapılarını aşındırıyoruz hemen? Yüzük takma geleneği nereden geliyor? İşte bu soruların yanıtını bugünkü yazımızda bulacaksınız.

Evlilik yüzüğüne dair ortaya atılan iki ayrı efsane var. Biri erkeklerin kadınlarını bağladıklarına dair bir teori. Bu teoriye göre, erkek, sevdiği kadının el ve ayaklarını iple bağlıyormuş. Şayet kadınının kaçmayacağına inanırsa ayaklarını çözer, tamamen güven duyduğunda da ellerini çözer ve ipi parmağına bağlarmış, bu bağ onları birbirine bağlayan aşklarının bir simgesi haline gelirmiş.

Diğer efsane ise yüzüğün tarihinin milattan önce 2000lere kadar dayandığını söylüyor. Eski Mısır döneminde bir takım bitkilere yüzük şekli verildiği saptanmış. Bunun, sonsuzluk manasına gelen çember biçiminden esinlenerek yapıldığı ve aşkın ölümsüzlüğüne işaret ettiği de düşünülmüş. Romalılar döneminde ise yüzük malzemesi olarak bitki yerine daha güçlü ve sağlam olan demir tercih edilmeye başlanmış ve yalnızca kadınlar tarafından takılıyormuş. Her medeniyette yüzük sol elin dördüncü parmağına (yani şimdiki yüzük parmağına) takılıyormuş. Bunun nedeni de bu parmaktan geçen bir damarın direk kalbe ulaştığına inanılmasıymış.

 TEK TAŞ ZİRKON TAŞLI I LOVE YOU YAZILI ALYANS YÜZÜK 925 AYAR GÜMÜŞ
Zamanla yüzükler altından yapılmaya başlanmış. 860 yılında Papa Nicolas, evliliğin bir nişanesi olarak altın yüzüğü nişanlı çiftlere zorunlu kılmış. Bu kararla birlikte nişan ve düğün yüzükleri birbirinden ayrılmış, özellikle 12. yüzyılda Papa III. Innocent, evlilik töreninin kilisede yapılmasını ve yüzüğün bu törene eklenmesini şart koşmasıyla bu ayrım netleşmiş.

Avusturya Arşidükü’nün nişanlısına verdiği elmas yüzük ile elmas nişan yüzüklerine eklenen ilk kıymetli taş olmuş. Pırlanta ve elmasın nişan yüzüğü olarak günümüze gelişi, evlilik yüzüğü için altının kullanılması geleneği de bu dönemden günümüze gelmiş. Evlilik yüzükleri dönem dönem çeşitli işlemelere ve desenlere maruz kaldıysa da giderek daha sade bir görünüm elde etmiş.


Lorem Takı'da En Güzel Erkek ve Bayan Gümüş Yüzükler Uygun Fiyat ve Kalitesiyle Sizleri Bekliyor...
Lorem Takı bir Online Takı Alışveriş Sitesidir. En güzel Erkek Yüzükler ve Bayan Yüzükler, Uygun Fiyatlı Yüzükler Müşterilerini bekliyor...

 Yüzük Çeşitleri

Yüzük, çoğu zaman süs eşyası olarak yararlanılan ya da nişan, evlilik gibi kurumların simgesi olarak parmağa takılan madenî halkadır. Varlıkları tarih öncesi çağlara dayanan yüzüğün ilk örnekleri Tunç Çağı'nde görülür. Bunlar çok kaba biçimde yapılmış çemberlerdir. Ancak Girit ve- Miken uygarlıklarında (MÖ. 1800) ince bir işçilikle süslenmiş yüzükler yapılmaya başlanmıştır. Böylece yüzük değerli bir süs eşyası olarak yavaş yavaş yer edinmeye başlamıştır.

Eski çağlarda yüzük genellikle altından, kimi zamanda o çağlarda çok değerli bir maden olarak kabul edilen demirden yapılırdı. Bu dönemlerde üzerlerinde mühürler bulunan yüzükler çok yaygındı. Bunlar papirüs ya da parşömen üzerine yazılmış belgeleri damgalamak için kullanılırdı. Ayrıca yüzüğün, takan kişiler için egemenlik ve gücü yansıtan simgesel bir önemi vardı.

Antik Yunanistan'da ise yüzük bir süs eşyası olmaktan çok sınıf farklarını belirten bir araç hâline gelmiştir. Yunan yüzük işçiliği basit olmasına karşın, Romalıların yaptığı yüzüklerde zengin bir çeşitlilik ve ince bir işçilik göze çarpar. Üzerlerinde çok değerli motifler bulunan ve zevkle işlenmiş olan bu yüzükler çok değerlidir. Yüzüklerin nişan ve evlilik simgesi olarak kullanılması da Romalılar döneminden kalma bir gelenektir. Roma devrinde senatörlerin kullandıkları yüzükler İ.S. birinici yüzyılda özgür kişilerin kullandıkları birer simge olmuştur.

Orta Çağ'a gelindiğindeyse yüzük işçiliği çok büyük değişmeler göstermiş, farklılığa ve kullanılan renklerin uyum içinde olmasına büyük önem verilmiştir. Yüzüklerin üzeri değerli taşlar ile işlenmiş, her taş değişik bir anlam ifâde etmiştir. Mühürlü yüzükler Ortaçağ'da da oldukça yaygınlık ve çeşitlilik kazanmıştır. Gösterişin ve zenginliğin ölçüsü olarak değerlendirilmiştir.

Rönesans ile gelen yeni sanat akımları yüzük işçiliğini de etkilemiştir. Venedik, Floransa ve Roma gibi kentler yüzük işçiliğinin merkezi durumuna gelmilerdir. Bu çağlarda da yüzükler Cellini gibi ustalar tarafından çok değerli taşlar işlenmiştir. XV. yüzyılda her parmağa bir yüzük takması âdet hâline gelirken zamanla bir ya da iki parmağa takılır hâle gelmiştir.

Barok çağda üstleri çiçek motifleri ile süslü yüzükler moda olmuş XVIII. yüzyılda ise markiz adlı uzun yüzükler ortaya çıkmış, değerli ve mineler ile süslü ince bir işçilikle hazırlanmış yüzükler yayılmıştır. Fransız Devrimi'nden sonra yüzük işçiliği gerilemiş ve daha az ayrıntı içeren yüzükler kabul görmeye başlamıştır.

3 Haziran 2014 Salı

Babalar Günü'ne Özel İndirimlerden faydalanın fırsatı kaçırmayın! Ayrıca Bayanlara özel setlerde de %20 indirim var.

Lorem Takı Erkek Yüzükler'de Babalar Gününe Özel İndirimler. Babalar Günü Hediyenizi Lorem Takı 'ya Uğramadan almayın!

Herkese uygun ürünleriyle yep yeni bir site olan lorem takı'da birbirinden güzel takılar sizleri bekliyor:

Erkek Yüzüklerden bazı örnekler: