14 Ağustos 2014 Perşembe

Altın kadınların ziynetidir. Erkeklerin nişan alameti olarak altın yüzük takmaları bir zaruret değildir. Bunun yerine gümüş yüzük takabilirler. Hz. Peygamber Hadis-i şerifinde "Altın ve ipek ümmetimin erkeklerine haram, kadınlarına helaldir" buyurmaktadır.
     Yine Hz. Peygamberin hayatına baktığımızda altını kullanmadığını ve de altın yüzük kullanmayı yasakladığı çeşitli rivayetlerde görmekteyiz. Bu rivayetlerden hareketle mezheplerimiz erkeklerin altın yüzük takmasına müsaade etmemiştir. Onun için erkeğin altın yüzük takması dinen caiz değildir. 

Allaha yemin olsun ki şu işi yapmayacağım diyen kimse o işi yapsa dinen ne olur?
      Dinen kişinin yeminine sadık kalması gerekir. Sadık kalmasa yeminini bozsa dinen günah işlemiş olur. Aynı zamanda yemini bozan kimse bir de yemini bozma kefaretini vermesi gerekir. Yeminini bozan kişi kefaret olarak ya 10 fakiri sabah aksam doyuracak ya da 10 fakiri giydirecek. Kişinin bunlara gücü yetmezse 3 gün oruç tutar. 
       Ancak yemin eden kişinin yeminine bağlı kalmaktansa bozması daha hayırlı ise yeminini bozar ve kefaretini verir.

Cuma namazı en az kaç kişiyle kılınabilir
     Cuma namazının sahih olması için cemaatin şart olduğu konusunda bütün bilginler ittifak etmekle birlikte, gerekli görülen asgari sayının kaç olduğu hususunda farklı görüşler belirtmişlerdir.
      Cuma namazının kaş kişi ile birlikte kılınması gerekir konusunda Hazreti peygamberden nakledilen muhtelif hadisler olması ve bu hadislerin sıhhatı ve yorumu üzerinde uzlaşamayan İslam fıkıh Mezhepleri Cuma namazının en az kaç kişi  ile kılınması gerekir mevzusunda ihtilaf etmişlerdir. 
      Cuma namazının kılınabilmesi için, Ebu Hanife ve Muhammed’e göre, imamın dışında en az üç, Ebû Yusuf’a göre ise, iki kişinin bulunması gerekir Şafii ve Hanbeli mezheplerine göre ise kırk kişi,  Malikîlere göre de on iki kişinin bulunması Cuma namazının kılınması için yeterlidir. 
         Yani bu sayıyı kırka çıkaranlar olduğu gibi üç’e kadar düşürenlerde olmuştur. Tabi hepsinin de kendilerine göre dayandıkları bir takım delilleri vardır.

Yangında ölen şehit mi olur?
        Gerçek şehitlik inanmayanlara karşı sırf Allah’ın dini ve onun rızası için savaş meydanında savaşırken öldürülen Müslüman’a verilen bir unvandır ki gerçek şehitlik de budur. Bu kısım insanlar Kur’an’ın ifadesi ile diri olup ölmemiş kimselerdir ama biz bunun farkında değiliz. Bu şehitler ahirette cennetlik olup Müslümanlara şefaat edecek müminlerdir. 
       Şehitlik bu olmakla beraber bu mertebe de olmasa da şehitliğin başka şekilleri de vardır. Sevgili Peygamberimiz hadis-i şeriflerinde bunlardan bir kaçını  “yanarak ölen, suda boğulan, göçük, çığ, toprak veya bina altında kalan, veba gibi salgın hastalıklardan vefat eden, gurbette veya ilim yolunda ölen,  doğumda vefat eden kadın… şeklinde sıralamıştır. Bu şehitler sınıfı İslam inancında hükmen şehit olarak kabul edilmektedir.  Bundan hareketle yanarak ölen tabi mümin ise hükmen şehittir.

Ahiret gününde amel defterini sağ taraftan alan kimse cennete mi girecek?          Ahiret gününde insanlar hesaplarının görülmesi için toplandıktan sonra, kendilerine dünyada iken yaptıkları işlerin yazılı bulunduğu amel defterleri dağıtılır. Kirâmen Kâtibîn adı verilen melekler tarafından yazılan bu defterler hakkında Kur'an'da şöyle buyurulur: "Kitap ortaya konmuştur. Suçluların onda yazılı olanlardan korkmuş olduklarını görürsün. Vay halimize derler, bu nasıl kitapmış. Küçük büyük hiçbir şey bırakmaksızın hepsini sayıp dökmüş. Böylece yaptıklarını karşılarında bulmuşlardır. Senin Rabbin hiç kimseye zulmetmez" (el-Kehf 18/49).
         Amel defterleri cennetliklere sağdan, cehennemliklere soldan veya arkadan verilir. Defteri sağdan verilenlere "ashâb-ı yemîn", soldan veya arkadan verilenlere "ashâb-ı şimâl" adı verilir. Defterin sağdan verilmesi bir müjde, soldan verilmesi ise azabın habercisidir. Yani kitabını sağdan alanlar cennete soldan alanlar ise cehenneme gideceklerdir.

Tagged:

0 yorum:

Yorum Gönder