Yüzük takmanın dinimizde yeri var mıdır?
Yüzük takmak hususunda ihtilaf vardır.
Hanefi mezhebine göre yüzük gümüş olursa erkek ve kadın için mübahtır. Tunç, demir gibi şeylerden olursa erkek için haramdır.
şafi'i mezhebine göre ise gümüş yüzük takmak sünnettir. Çünkü Peygamber (sav) gümüş yüzük takardı. Enes'den rivayet edilmiştir: Peygamber (sav) Kisra, Kayser ve Necasi'ye birer mektup yazmak istedi. Peygamber'e (sav) "Bunlar mühürsüz mektup kabul etmezler” denildi. Bunun üzerine Peygamber (sav) gümüş bir yüzük yaptirdi. Ve üzerindeki nakiş "Allah'in Resulü Muhammed” cümlesinden ibaretti.
Hulefa-yı Raşidin'in de birer gümüş yüzüğü vardı. Hz. Ebubekir'in yüzüğündeki nakşı (Ni'mel Kadiru Allahu) Hz. Ömer'inki ise(Kefa bil mevti vaizen), Hz. Osman'ın ki de "Le ta'tebirunne ev letendemun'ne), Hz. Ali'nin ki de (El-Mülkü lillah) idi.
Gümüş Yüzük
Erkeklerin gümüş yüzük takınması icmâ ile caizdir. Abdullah ıbn Ömer
der ki: Resulullah (s.a.s.) gümüşten bir yüzük edindi. Bu yüzük onun elinde idi. Sonra Ebû
Bekir'in, ondan sonra Ömer'in ve ondan sonra Osman'ın elinde bulundu. Nihayet Hz. Osman
zamanında Eris kuyusuna düştü. Üzerinde Muhammedûrresulullah yazılı idi (Müslim, Libâs,
54).
Yine ıbn Ömer (r.a.) şöyle der: Peygamber (s.a.s.) attın bir yüzük edindi. Sonra onu
bıraktı. Bilahere gümüşten bir yüzük edindi ve onun üzerine "Muhammedûrresulullah"
nakşettirdi ve "Benim bu yüzüğümün nakşı üzerine kimse nakış yapmasın" buyurdular. Onu
taktığı vakit, taşını avucunun içine çevirirdi. Muaykib (r.a.)'den rivayet edilen hadise göre Eris
kuyusuna düşen yüzük odur (Müslim, Libâs, 55).
Peygamber efendimiz, gümüş yüzüğü
aynı zamanda mühür olarak kullanmıştır. Enes b. Mâlik şöyle der: Hz. Peygamber (s.a.s.), Kisra
(Fars ımparatoru), Kayser (Rum ımparatoru) ve Necâşî (Habeşistan Kralı)'na, onları imana
davet için mektup yazmak istedi. Kendisine, "Onlar mühürsüz mektup kabul etmezler"
denilince gümüşten halka bir yüzük yaptırdı ve üzerine "Muhammedûrresulullah" cümlesini
nakşettirdi (Müslim, Libâs, 58).
Ulemâ, Resulullah (s.a.s.)'in yüzük taşının akik veya göz
boncuğundan olduğunu söylemişlerdir (Bunların ikisi de Habeşistan ve Yemen'den çıkarılır).
Bazen de kara taşlı bir yüzük taşımıştır. Ayrıca Peygamber Efendimiz yüzüğünü bazen sağ
bazan da sol elinin küçük parmağına takıyor ve taşını avuç tarafına çeviriyordu. Enes b. Mâlik
(r.a.) şöyle der: Resulullah (s.a.s.) sağ eline gümüş yüzük taktı. yüzükte Habeşistan'dan gelmiş
bir taş vardı. Yüzüğün taşını avuç içine çevirirdi (Müslim, Libas, 62). Başka bir riveyette de sol
elinin küçük parmağına işaret ederek "Peygamber (s.a.s:)'in yüzüğü şunda idi" diyor (Müslim,
Libâs, 63).
Hz. Peygamber, yüzüğün orta parmakla ondan sonra gelen parmağa
takılmasını yasak etmiştir. Hz. Ali (r.a.), orta parmağıyla ondan sonra gelen parmağa işaret
ederek "Resulullah (s.a.s.) beni şu veya bu parmağıma yüzük takmaktan
alıkoydu"
Hattabî, gümüş yüzük takmanın erkeklere ait bir prensip olduğunu dolayısıyla
bana takmanın kadınlar için mekruh olduğunu söylemişse de, Nevevî bunu kabul etmemiş ve
"Hattâbî'nin söylediği zayıf veya bâtıldır, aslı yoktur, doğrusu kadının gümüş yüzük takmasında
kerâhet olmamasıdır" demiştir (Davudoğlu, Sahih-i Müslim Tercüme ve şerhi, IX,
457)
Bu konuda fıkıh kitaplarındaki açıklama genellikle şöyledir: Kadın ve erkeklerin
gümüş yüzük takmaları caizdir. Kadı, Sultan ve benzeri, yüzük kullanmaya ihtiyacı olanlar için
sünnettir (Eskiden yüzüğü mühür olarak kullanıyorlardı). ıhtiyacı olmayanların takmaması daha
faziletlidir. Sünnet olan, yüzüğün ağırlığının bir miskal veya daha az olması ve erkek için taşını
avucun içine çevirmesidir. Kadınlar ise böyle yapmazlar. Çünkü yüzük onlar için zinet (süs)tür;
erkekler içinse süs değildir. Yüzüğün taşını akik ve yakut gibi kıymetli taşlardan yapmak ve
üzerine kendi ismini veya Allah'ın ismini yazmak caizdir. Ancak Allah'ın ismi yazıldığı takdirde
helaya giderken yüzüğün ya çıkarılması veya sağ ele takılması gerekir (bk. Abdullah b.
Mahmud, el-ıhtiyâr, IV,159; bk. Davudoğlu, a.g.e., IX, 457, Aynî'den naklen).
Hulefâ-i
Râşidînin de gümüş yüzükleri vardı ve üzerindeki yazılar şöyle idi: Hz. Ebu Bekir: Allah ne iyi
kudret sahibidir; Hz: Ömer: Vaiz (nasihatçı) olarak ölüm yeter; Hz. Osman: Ya belâ ve musîbete
sabredeceksin veya pişman olacaksın; Hz. Ali:
Mülk Allah'a aittir.
ımam Ebû
Hanife'nin yüzüğünde ise: Ya hayrı (iyiyi) konuş veya sus; ımam Ebû Yusuf'unkinde: Kendi
hissiyle hareket eden pişmanlık duyar; ımam Muhammed'inkinde: Sabreden başarıya ulaşır;
Sabreden derviş muradına ermiş ibareleri yazılıydı (bk. Kâmil Miras, Tecrîd-i Sarîh Tercemesi ve
şerhi, IV,288).
Abdulkerim ÜNALAN
ıslam Fıkıh Ansiklopedisi
Üzerinde ayet-i kerime yazılı bulunan para veya parmağında Allah'ın veya Peygamberin (a.s.m.) ismi yazılı bulunan bir yüzük bulunsa helaya gidebilir mi?
Cebinde üzerinde ayet-i kerime veya Allah'ın ismi yazılı bulunan para veya parmağında Allah ve Peygamber ismi bulunan bir yüzük bulunursa helaya gitmek istediği zaman onu çıkarması icab eder. Enes bin Malik'den rivayet edilmiştir: Peygamber (sav) helaya bittiği zaman elindeki yüzüğü çıkardı. Çünkü üzerinde "Muhammed Resulüllah " ibaresi yazılı idi.
ıslam Ansiklopedisi
YÜZÜK TAKMAK
ıslâm'a göre; erkekler de kadınlar da yüzük takabilirler. Ancak, yüzüğün takılış
maksadı ve yapıldığı madde ile ilgili bazı şartların gözetilmesi gerekir.
Hanefî mezhebine
göre, maddesi ne olursa olsun ihtiyaç duyulmaması halinde yüzük takılmaması daha
iyidir.
Altından yapılan yüzükleri erkekler takamazlar. Takarlarsa haranı işlemiş olurlar.
Kadınlar ise takabilirler (el-Mevsılî, el-ıhtiyar fi Ta'lili'l-Muhtar, Mısır IV, 224: Merginânî,
el-Hidaye, IV, 82; ıbn Abidîn, Reddü'lMuhtar, ıst. 1233, V, 216). Hz. Peygamber bir hadisinde;
ıpek ve altın ümmetimin erkeklerine haram, kadınlarına helal edilmiştir" buyurmuştur. (Tirmizî,
Libas, 1).
Gümüşten yapılan yüzüğü hem erkekler hem de kadınlar takabilirler. Ancak,
erkeklerin takacakları yüzüğün, kadınların taktıklarına benzememesi ve ağırlığının üç gramdan
daha az olması gerekir (el-Cezîrî, Kitabü'l-Fıkh ale'l-Mezahilai'l-Erbaa, II, 16; Alâuddin Abidin,
El-Hediyyetü'l-Alâiyye, 1978, 318).
Demir, bakır, kurşun ve tunç gibi madenlerden
yapılan yüzükler hem erkeklere hem de kadınlara mekruhtur (el-Mevsılî, a.g.e., IV, 224). Akîk
ve yeşim gibi kıymetli taşlardan yapılanlar ise kadın erkek herkes için caizdir. (ıbn Abidin, a.g.e.;
V, 315).
Yüzüğün kaşına Allah'ın, Peygamberin ya da kişinin kendi adını işletilmesi de
mahzur yoktur. Fakat insan ve hayvan gibi bir canlının resminin konulması günahtır. Kaşında
Allah'ın ismi veya Peygamber'in adının yazılı olduğu bir yüzle helâya giren kişi, yüzüğünü
gizlemelidir. Eğer yüzük sol elinde ise taharetleneceğinde parmağından çıkarmalıdır (ıbn Abidin,
a.g.e., V, 317).
yüzük, her iki elin her hangi bir parmağına takılabilir. Ancak, küçük
parmağa takılması sünnettir (ıbn Abidin, a.g.e., V, 316; Kamil Miras, Tecrid Tercemesi, XII,
108).
Yüzük takmak hususunda ihtilaf vardır.
Hanefi mezhebine göre yüzük gümüş olursa erkek ve kadın için mübahtır. Tunç, demir gibi şeylerden olursa erkek için haramdır.
şafi'i mezhebine göre ise gümüş yüzük takmak sünnettir. Çünkü Peygamber (sav) gümüş yüzük takardı. Enes'den rivayet edilmiştir: Peygamber (sav) Kisra, Kayser ve Necasi'ye birer mektup yazmak istedi. Peygamber'e (sav) "Bunlar mühürsüz mektup kabul etmezler” denildi. Bunun üzerine Peygamber (sav) gümüş bir yüzük yaptirdi. Ve üzerindeki nakiş "Allah'in Resulü Muhammed” cümlesinden ibaretti.
Hulefa-yı Raşidin'in de birer gümüş yüzüğü vardı. Hz. Ebubekir'in yüzüğündeki nakşı (Ni'mel Kadiru Allahu) Hz. Ömer'inki ise(Kefa bil mevti vaizen), Hz. Osman'ın ki de "Le ta'tebirunne ev letendemun'ne), Hz. Ali'nin ki de (El-Mülkü lillah) idi.
Gümüş Yüzük
Erkeklerin gümüş yüzük takınması icmâ ile caizdir. Abdullah ıbn Ömer
der ki: Resulullah (s.a.s.) gümüşten bir yüzük edindi. Bu yüzük onun elinde idi. Sonra Ebû
Bekir'in, ondan sonra Ömer'in ve ondan sonra Osman'ın elinde bulundu. Nihayet Hz. Osman
zamanında Eris kuyusuna düştü. Üzerinde Muhammedûrresulullah yazılı idi (Müslim, Libâs,
54).
Yine ıbn Ömer (r.a.) şöyle der: Peygamber (s.a.s.) attın bir yüzük edindi. Sonra onu
bıraktı. Bilahere gümüşten bir yüzük edindi ve onun üzerine "Muhammedûrresulullah"
nakşettirdi ve "Benim bu yüzüğümün nakşı üzerine kimse nakış yapmasın" buyurdular. Onu
taktığı vakit, taşını avucunun içine çevirirdi. Muaykib (r.a.)'den rivayet edilen hadise göre Eris
kuyusuna düşen yüzük odur (Müslim, Libâs, 55).
Peygamber efendimiz, gümüş yüzüğü
aynı zamanda mühür olarak kullanmıştır. Enes b. Mâlik şöyle der: Hz. Peygamber (s.a.s.), Kisra
(Fars ımparatoru), Kayser (Rum ımparatoru) ve Necâşî (Habeşistan Kralı)'na, onları imana
davet için mektup yazmak istedi. Kendisine, "Onlar mühürsüz mektup kabul etmezler"
denilince gümüşten halka bir yüzük yaptırdı ve üzerine "Muhammedûrresulullah" cümlesini
nakşettirdi (Müslim, Libâs, 58).
Ulemâ, Resulullah (s.a.s.)'in yüzük taşının akik veya göz
boncuğundan olduğunu söylemişlerdir (Bunların ikisi de Habeşistan ve Yemen'den çıkarılır).
Bazen de kara taşlı bir yüzük taşımıştır. Ayrıca Peygamber Efendimiz yüzüğünü bazen sağ
bazan da sol elinin küçük parmağına takıyor ve taşını avuç tarafına çeviriyordu. Enes b. Mâlik
(r.a.) şöyle der: Resulullah (s.a.s.) sağ eline gümüş yüzük taktı. yüzükte Habeşistan'dan gelmiş
bir taş vardı. Yüzüğün taşını avuç içine çevirirdi (Müslim, Libas, 62). Başka bir riveyette de sol
elinin küçük parmağına işaret ederek "Peygamber (s.a.s:)'in yüzüğü şunda idi" diyor (Müslim,
Libâs, 63).
Hz. Peygamber, yüzüğün orta parmakla ondan sonra gelen parmağa
takılmasını yasak etmiştir. Hz. Ali (r.a.), orta parmağıyla ondan sonra gelen parmağa işaret
ederek "Resulullah (s.a.s.) beni şu veya bu parmağıma yüzük takmaktan
alıkoydu"
Hattabî, gümüş yüzük takmanın erkeklere ait bir prensip olduğunu dolayısıyla
bana takmanın kadınlar için mekruh olduğunu söylemişse de, Nevevî bunu kabul etmemiş ve
"Hattâbî'nin söylediği zayıf veya bâtıldır, aslı yoktur, doğrusu kadının gümüş yüzük takmasında
kerâhet olmamasıdır" demiştir (Davudoğlu, Sahih-i Müslim Tercüme ve şerhi, IX,
457)
Bu konuda fıkıh kitaplarındaki açıklama genellikle şöyledir: Kadın ve erkeklerin
gümüş yüzük takmaları caizdir. Kadı, Sultan ve benzeri, yüzük kullanmaya ihtiyacı olanlar için
sünnettir (Eskiden yüzüğü mühür olarak kullanıyorlardı). ıhtiyacı olmayanların takmaması daha
faziletlidir. Sünnet olan, yüzüğün ağırlığının bir miskal veya daha az olması ve erkek için taşını
avucun içine çevirmesidir. Kadınlar ise böyle yapmazlar. Çünkü yüzük onlar için zinet (süs)tür;
erkekler içinse süs değildir. Yüzüğün taşını akik ve yakut gibi kıymetli taşlardan yapmak ve
üzerine kendi ismini veya Allah'ın ismini yazmak caizdir. Ancak Allah'ın ismi yazıldığı takdirde
helaya giderken yüzüğün ya çıkarılması veya sağ ele takılması gerekir (bk. Abdullah b.
Mahmud, el-ıhtiyâr, IV,159; bk. Davudoğlu, a.g.e., IX, 457, Aynî'den naklen).
Hulefâ-i
Râşidînin de gümüş yüzükleri vardı ve üzerindeki yazılar şöyle idi: Hz. Ebu Bekir: Allah ne iyi
kudret sahibidir; Hz: Ömer: Vaiz (nasihatçı) olarak ölüm yeter; Hz. Osman: Ya belâ ve musîbete
sabredeceksin veya pişman olacaksın; Hz. Ali:
Mülk Allah'a aittir.
ımam Ebû
Hanife'nin yüzüğünde ise: Ya hayrı (iyiyi) konuş veya sus; ımam Ebû Yusuf'unkinde: Kendi
hissiyle hareket eden pişmanlık duyar; ımam Muhammed'inkinde: Sabreden başarıya ulaşır;
Sabreden derviş muradına ermiş ibareleri yazılıydı (bk. Kâmil Miras, Tecrîd-i Sarîh Tercemesi ve
şerhi, IV,288).
Abdulkerim ÜNALAN
ıslam Fıkıh Ansiklopedisi
Üzerinde ayet-i kerime yazılı bulunan para veya parmağında Allah'ın veya Peygamberin (a.s.m.) ismi yazılı bulunan bir yüzük bulunsa helaya gidebilir mi?
Cebinde üzerinde ayet-i kerime veya Allah'ın ismi yazılı bulunan para veya parmağında Allah ve Peygamber ismi bulunan bir yüzük bulunursa helaya gitmek istediği zaman onu çıkarması icab eder. Enes bin Malik'den rivayet edilmiştir: Peygamber (sav) helaya bittiği zaman elindeki yüzüğü çıkardı. Çünkü üzerinde "Muhammed Resulüllah " ibaresi yazılı idi.
ıslam Ansiklopedisi
YÜZÜK TAKMAK
ıslâm'a göre; erkekler de kadınlar da yüzük takabilirler. Ancak, yüzüğün takılış
maksadı ve yapıldığı madde ile ilgili bazı şartların gözetilmesi gerekir.
Hanefî mezhebine
göre, maddesi ne olursa olsun ihtiyaç duyulmaması halinde yüzük takılmaması daha
iyidir.
Altından yapılan yüzükleri erkekler takamazlar. Takarlarsa haranı işlemiş olurlar.
Kadınlar ise takabilirler (el-Mevsılî, el-ıhtiyar fi Ta'lili'l-Muhtar, Mısır IV, 224: Merginânî,
el-Hidaye, IV, 82; ıbn Abidîn, Reddü'lMuhtar, ıst. 1233, V, 216). Hz. Peygamber bir hadisinde;
ıpek ve altın ümmetimin erkeklerine haram, kadınlarına helal edilmiştir" buyurmuştur. (Tirmizî,
Libas, 1).
Gümüşten yapılan yüzüğü hem erkekler hem de kadınlar takabilirler. Ancak,
erkeklerin takacakları yüzüğün, kadınların taktıklarına benzememesi ve ağırlığının üç gramdan
daha az olması gerekir (el-Cezîrî, Kitabü'l-Fıkh ale'l-Mezahilai'l-Erbaa, II, 16; Alâuddin Abidin,
El-Hediyyetü'l-Alâiyye, 1978, 318).
Demir, bakır, kurşun ve tunç gibi madenlerden
yapılan yüzükler hem erkeklere hem de kadınlara mekruhtur (el-Mevsılî, a.g.e., IV, 224). Akîk
ve yeşim gibi kıymetli taşlardan yapılanlar ise kadın erkek herkes için caizdir. (ıbn Abidin, a.g.e.;
V, 315).
Yüzüğün kaşına Allah'ın, Peygamberin ya da kişinin kendi adını işletilmesi de
mahzur yoktur. Fakat insan ve hayvan gibi bir canlının resminin konulması günahtır. Kaşında
Allah'ın ismi veya Peygamber'in adının yazılı olduğu bir yüzle helâya giren kişi, yüzüğünü
gizlemelidir. Eğer yüzük sol elinde ise taharetleneceğinde parmağından çıkarmalıdır (ıbn Abidin,
a.g.e., V, 317).
yüzük, her iki elin her hangi bir parmağına takılabilir. Ancak, küçük
parmağa takılması sünnettir (ıbn Abidin, a.g.e., V, 316; Kamil Miras, Tecrid Tercemesi, XII,
108).
0 yorum:
Yorum Gönder